Güneş Üzerine Kısa Bir Hatırlatma

"Sen kimsin?" sorusu bu dünyada cevaplaması aynı anda hem en kolay hem de en zor olabilen sorulardan biridir. Bunun kolay ya da zor olması kişiden kişiye göre değişir, bazı insanlar için çok kolay, bazıları için çok zor, bazıları için her ikisi de geçerlidir. Bazıları için de bu soru "boş bir sayfa" gibidir. 

Aslında kimse gerçekte tam olarak kim olduğunu bilemez, çünkü henüz keşfedilmemiş yönlerini hesaba katmazsak insanın kendini objektif bir şekilde tanımlayabilmesi imkansız bir şeydir. Subjektif bir tanımlama böyle bir durumda kaçınılmazdır. Ama subjektif bakış açısı da kaçınılmaz olarak yanılgılarla dolu olmak zorundadır. Bir insan için doğru olan gerçekler diğerleri için her zaman doğru olmak zorunda değildir. 

Bir diğer yandan da, aslında herkes kim olduğunu çok iyi bilir. Çünkü bir insan kendini ne şekilde tanımlıyorsa odur. Herkes bu dünyadaki gerçekliğini kendi yaratır ve belirli doğa kanunları haricinde "mutlak" bir gerçek zaten yoktur. Biz bir şeyin ne olduğunu düşünüyorsak o şey "o"dur ve bu durum kendimiz için de geçerlidir. 

Bazı insanlar, doğuştan "kim" olduğunun bilincine sahiptir. Kendilerini dış etkenlere bağlı olarak tanımlama gereği duymazlar. Kendilerinin kendileri olduğu bilinci yeterlidir ve başka bir şeye gerek yoktur. 

Bazı insanlar sahip oldukları şeylerle kendi kimliklerinin bilincine varırlar, sahip oldukları kendi benliklerinin bir yansıması olur ve kendilerini bu şekilde daha net anlayabilirler. 

Bazı insanlar kendi benliklerinin bilincine ifade etme yetenekleri sayesinde ulaşır, yazdıkları, söyledikleri şeyler, kendi kafalarından "çıkan" şeyler sonucunda kim olduklarını daha iyi görürler. 

Bazıları kendilerini tanımlayan şeyin "kökenleri" olduğunu düşünür. Aileleri, vatanları, kısacası kökleri bu kişilerin kendilerini algılamalarında önemli bir etkendir. 

Bazıları "yarattıkları" şeylerle kendilerini daha iyi anlayabilirler. Yarattıkları "şey" kendilerinden ve kendi ruhlarından çıkan bir yansıma olduğu için o şey aracılığıyla kendilerini daha iyi anlarlar. 

Bazıları benlik bilincine "düzen" sayesinde ulaşır. Bu tarz kişiler herhangi bir aksaklığa uğramadan devam eden özellikleri kendi karakterleriyle bağdaştırır ve kendini bunun aracılığıyla daha net bir şekilde algılar. 

Bazı insanlar kendilerini algılayabilmek için başka insanların onlarla ilgili tepkilerine ihtiyaç duyar. Diğer insanlar onlar için bir ayna olur ve kendilerini aynaya bakarak daha iyi görebilirler. 

Bazıları hayatın ve insan doğasının daha "karanlık" yönlerini gördüklerinde kendilerini daha net algılarlar. Kendilerini daha iyi anlayabilmek için "var olma" ve "yok olma" gibi kavramların derinlikleri onlara yardımcı olur. 

Bazı insanlar sınırları kaldırarak kendilerini keşfettiklerinde kim olduklarını daha iyi anlarlar. İnançları ve inandıkları evrensel değerler kendilerini tanımlamalarında ve anlamalarında önemli bir etken olur. 

Bazı insanlar da kim olduklarını görebilmek için emek harcamak zorundadır. Harcadıkları emek sonucu elde ettikleri başarı ve güç, gerçekte kim olduklarını daha iyi anlamalarını sağlar. 

Bazıları kim olduğunu tek başınayken anlayamaz. Kalabalık içinde, insan olarak diğerlerinden farklı gördüğü özellikleri kendini daha net algılamasına yardımcı olur. 

Bazı insanlar için de kimlik pek bir önem taşımaz. Varlığın zaten doğası gereği kompleks ve tanımlanması zor bir şey olduğunu düşünürler ve bu yüzden kendilerini kesin çizgilerle tanımlama isteği duymazlar. 

Bunlar insanın içinde doğduğu potansiyeller üzerine var olan durumlardır. Zamanla ve deneyimle bu durumlar da doğal olarak bazı değişikliklere uğrar. Bazıları için kolaylaşırken, bazıları için de daha zor ve karmaşık bir hale gelebilir.






Yorumlar